CHP Sözcüsü Yücel, MYK toplantısına ilişkin açıklama yaptı Açıklaması
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde İstanbul’da DEM Parti ile iş birliğine ilişkin, “Şu an için böyle bir çalışmamız yok. Biz ittifakı, birlikte çalışmayı, sandıkta seçmenle yapacağız” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantının gündemine ilişkin açıklamada bulunan Yücel, Türkiye İşçi Partisinden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi.
Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğü 30 Ocak gününün ülkenin hukuk ve siyaset tarihine “utanç” günü olarak yazılacağını ifade eden Yücel, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarının ardından derhal serbest bırakılması gereken Atalay’ın, milletvekili seçildiği günden bu yana, 8 aydır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu savundu.
Atalay’ın Hatay halkının iradesiyle milletvekili seçilip mazbatasını aldığını ve Anayasa’ya göre dokunulmazlık kazandığını ifade eden Yücel, şunları söyledi:
“Anayasa Mahkemesi, 2 kez Can Atalay’ın siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ve derhal tahliye edilmesi gerektiğine karar verdi. 22 yıldır tek başına iktidar olmanın güç zehirlenmesini yaşayan AKP ve ona sonradan eklemlenen küçük ortağı MHP, bu hukuksuzluğa bir gerekçe aradı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu hukuksuzluğun maşası oldu.
Can Atalay olayında bir kez daha görüldü ki, yargı maalesef siyasetin elinde oyuncak haline geldi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, hukuken hiçbir hükmü olmayan kararlarında, kuvvetler ayrılığı ilkesini yok sayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne had bildirme cüretinde bulundu. Milletvekilliğinin düşürülmesi için gereken kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulamayan iktidar, hukuk ve usul tanımamazlıkta kendisini bile aştı ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanının imzası ile gönderdiği yazıyı Meclis’te okuttu.”
Yargıtay kararının Meclis’te okunması ve Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinin hukuken ve Anayasal olarak “yok” hükmünde olduğunu ileri süren Yücel, “Anayasa’nın bu hükmünü uygulamamak, seçilmiş bir milletvekilini hürriyetinden yoksun bırakarak, milletvekilliğini düşürerek, bu hukuksuzluğun bir parçası olmak Anayasal düzeni bozma girişimidir.” iddiasında bulundu.
“Saldırıyı lanetliyoruz”
İstanbul’un Sarıyer ilçesindeki Santa Maria Kilisesi’ndeki saldırıya da değinen Yücel, “Birlik ve beraberliğimizi hedef alan, toplumsal huzuru ve barışı bozmak için yapılan bu saldırıyı lanetliyoruz.” dedi.
“Seçim sürecine girdiğimiz bugünlerde, İstanbul’un göbeğindeki bu saldırı, ister istemez aklımıza geçmişteki terör saldırıları geliyor.” değerlendirmesini yapan Yücel, İçişleri Bakanlığından ülkede tek bir vatandaşın burnunun bile kanamayacağı güvenlik önlemlerini almasını istedi.
İzmir’de taksi şoförü Oğuz Erge’nin öldürülmesinin herkesi derinden üzdüğünü ifade eden Yücel, ülkede bu kadar güvenlik sorunu varken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek derdinin CHP ve Genel Başkan Özgür Özel olduğunu iddia etti.
Yücel, “Bir asırlık geçmişiyle ilkeli siyasetinden ödün vermeyen, bu ülkedeki her bir vatandaşımız için güzel bir gelecek kurma mücadelesi veren Cumhuriyet Halk Partisini anlamanı zaten beklemiyoruz. O yüzden AKP Genel Başkanının, yüzyıllık Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik sözlerinin bir anlamı da hükmü de yoktur.” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşa zam ve yoksulluk olarak yansıyor”
Halkın gerçek gündemini unutturmak için her fırsatta CHP’yi hedef alan iktidarın, halka açlık sınırının altında bir hayat dayattığını savunan Deniz Yücel, şöyle devam etti:
“Türkiye, Merkez Bankası rezervlerinin eksi 42 milyar dolar olduğu, hazinenin iç ve dış borçlarının 7 trilyonu, bu borçların faiz yükünün 6 trilyon lirayı geçtiği, dövizin 2024 yılının daha ilk ayında geçtiğimiz yıla göre yüzde 26 oranında arttığı, Türk lirasının günden güne değer kaybettiği, ekonomik olarak çok karanlık bir dönemden geçiyor. Ekonomideki bu savrulma, vatandaşlarımıza zam ve yoksulluk olarak yansıyor.
Türkiye’de doğmak bazıları için şekerli su ile hayatta kalmaya çalışmaktır. Türkiye’de yaşamak bazıları için penceresi naylonla kapatılmış, sobasız bir evde yaşamaya çalışmaktır. ‘İnsanca yaşam’ dediğimiz şey Türkiye şartlarında artık mümkün değil. Türkiye’de milyonlar, akşamdan sabaha, daha da fakirleşirken AKP, işçinin, emeklinin, memurun çığlığını duymazdan geliyor. Halktan kopuk iktidar, kendi küçük mutlu dünyasından vatandaşa nutuk atıyor.”
AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Murat Kurum’un, katıldığı bir televizyon programında depremde hayatını kaybedenlerin sayısına ilişkin yaptığı açıklamaya da tepki gösteren Yücel, “Murat Kurum’un gafının ardından, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bugün, can kaybımızı 53 bin 537 olarak açıkladı. Kime inanalım?” diye sordu.
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaşamını yitirenlere bir kez daha rahmet dileyen Yücel, “6 Şubat’ın yıl dönümünde Genel Başkanımız Özgür Özel başta olmak üzere tüm kadrolarımızla depremin yıktığı Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis ve Elazığ’da olacağız. Tam da deprem saatinde, yitirilen canlarımızı bir kez daha anacağız. 11 ildeki anma etkinliklerine katılarak depremin 1. yıl dönümünde depremzedelerimizin acılarını paylaşmak için onlarla birlikte olacağız.” diye konuştu.
Sorular
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Deniz Yücel, İzmir’in Çiğli ilçesindeki adayın değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin soruya geçen hafta yapılan Parti Meclisi toplantısında Çiğli adayıyla ilgili yeniden değerlendirilmek üzere bir karar alındığını ifade etti. Yücel, “Çiğli adayının değiştirilmesi konusunda Merkez Yönetim Kurulumuzun, Parti Meclisimize bir önerisi oldu. Ancak Parti Meclisimizde henüz bir karar verilmedi, toplantı devam ediyor.” dedi.
Yücel, MYK’nın önerisinin gerekçesinin sorulması üzerine, şunları söyledi:
“Çiğli adayı yeniden değerlendirilmek üzere bir karar alınmıştı. Dolayısıyla adaylığıyla ilgili bir kesinlik yoktu. Biz adaylarımızı belirlerken o ilçede yaşayan hemşerilerimizin ve tabii ki parti örgütümüzün geniş bir kabulünün olması, kentte bu konuda bir uzlaşı bulunması gibi birtakım kriterleri dikkate alıyoruz. Geçtiğimiz hafta yeniden değerlendirilmek üzere adaylaşan arkadaşımızın adaylığıyla ilgili birtakım dikkate almamız gereken, ciddiye almamız gereken tepkiler geldi. Biz de bunu dikkate aldık, adaylık hususunu yeniden değerlendirildik ve Parti Meclisimiz yeni bir karar aldı.”
Yücel, Çiğli adayı dışında herhangi bir seçim bölgesinde adayın değiştirilmesiyle ilgili bir düşünce, niyet veya hazırlıklarının bulunmadığını söyledi.
CHP’nin “Ankara’da MHP kökenli kişileri aday gösterildiği” yönündeki soru üzerine, “Adaylarımızın hepsi partimizi en iyi şekilde temsil edebilecek, sosyal demokrat belediyeciliği en iyi şekilde uygulayabilecek adaylardır. En azından biz öyle olduğunu düşünerek adaylaştırdık. Cumhuriyet Halk Partililerin motivasyonu gayet yüksektir. Ankara’da da yüksektir, diğer illerde, diğer ilçelerde de. Bu konuda bize ulaşan bir rahatsızlık ya da kaygı yoktur.” diye konuştu.
İstanbul’da DEM Parti ile işbirliği ya da uzlaşıya ilişkin bir çalışma olup olmadığı yönündeki soruya karşılık Yücel, “Şu an için böyle bir çalışmamız yok.” ifadesini kullandı.
Deniz Yücel, şöyle devam etti:
“Biz ittifakı, birlikte çalışmayı, sandıkta seçmenle yapacağız. Cumhuriyet Halk Partisinin gösterdiği adaylar, tüm seçmenlerin, geçmişte başka siyasi partilere oy vermiş olsa da başka ideolojilerden gelmiş olsalar da tüm seçmenlerin teveccühünü alabilecek nitelikte, kapasitede ve ideolojide adaylardır. Diğer siyasi partilerin aday çıkarma özgürlüğü her yerde vardır. Bir siyasi partiyle bir ittifak yapılırsa bu yapıldığı zaman sizlerle, kamuoyuyla ve basın mensuplarıyla paylaşılır.”
Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesini protesto amacıyla düzenlenecek mitinge ilişkin soru üzerine Yücel, “MYK’da ve PM’de böyle bir niyet var. Ancak şu anda kesinleşmiş bir miting kararı yok. Depremde yitirdiğimiz canlarımızı gölgede bırakacak, gölgeleyecek herhangi bir gündem olmasını istemedik. O yüzden 6 Şubat’tan sonra yapacağımız MYK ve PM’de bu konuyu gündeme alacağız.” dedi.
Yücel, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Kahramanmaraş Merkezli Depremleri Değerlendirme Toplantısı”nda yaptığı açıklamalara ilişkin soruya karşılık, “AKP iktidarının yöneticilerinin, bakanlarının birbirleriyle çelişen, tutarsız açıklamaları, kamuoyunu ikna etmeyecek, kamuoyunu tatmin etmeyecek, kamuoyunda karşılık bulmayacak, kapalı kapılar ardında yapılan açıklamalar. İktidar yetkililerinin şeffaf olması gerekiyor. Ancak bu şeffaflığı biz depremin ilk gününden beri iktidar yetkililerinde, AKP yetkililerinde göremiyoruz.” diye konuştu.