Ayşenur Arslan Günün Köpüğü’nde yazdı: İmamoğlu’na asimetrik saldırı

Oktay Saral AKP eski milletvekili, şimdinin Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından. Erdoğan danışmanlarına ne danışır, bilmiyorum. Ama bir faydası var ki istihdam ediliyor.
Nitekim Oktay Saral adını ilk kez duyduğum bir (herhalde) YouTube kanalına konuk olmuş. Uçuyor:

“Bir tarafta Ekrem İmamoğlu, bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan ikili yarışı, buna son tur diyelim. Mansur Bey’in belediyeciliğini beğenmiyorum. Ama hududu sınırı aşmadı. Devletine saygıda, yargıya saygıda hududunu aşmamıştır. Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanımızdan yana tavrını deklare edeceğine inanıyorum. Çünkü Mansur Yavaş Ekrem gibi kendi nefsini düşünmüyor. Türkiye’nin istikbali bana göre onun için daha önemli. Türkiye’nin istikbalini de Ekrem İmamoğlu’na verecek karakterde olmadığına da inanıyorum”

Bu memlekette “OLMAZ OLMAZ! O yüzden ihtiyat payı bırakayım diyorum. Ne de olsa “artık hiçbir şeye şaşırmam dediğiniz” an şaşkına çevirecek bir haber alabiliyorsunuz.

Mesela başbakanlık yapmış, kimi gazetecilerin bile “hoca” diye andığı Davutoğlu “Gazze Türkiye’ye bağlansın” dedi. Sahiden dedi.

O böyle bir şeyi söyleyebiliyorsa Oktay Saral’a neden şaşıralım ki!

Ben de zaten şaşırmadım ama Yargıtay’ın son listesini açıp, siyasi etik kavramını kurşun yağmuruna tutan sözlerine ne denebileceğine baktım.
Sadece Oktay Bey için değil elbette.. Gün gelir lazım olur diye sizi de bilgilendireyim:
Ahlaksız diyemiyoruz mesela. Suç.
Ama şunları söyleyebiliyoruz: Karaktersiz.. Terbiyesiz.. Sen kimsin.. (İlaveten) Lan.. Yalaka

Liste bu kadar değil elbette. Beddualardan tutun da hakime ne denip denmeyeceğine kadar seçkin bir derleme. Meraklısı internette açıp okusun.

Da…

İmamoğlu’nun başına gelenler gösterdi ki “ne dediğiniz değil kim olduğunuz önemli.”
İki kelimeden ve kanıtlanamayan suç emarelerinden yola çıkıp terörle ve yargıyı etkilemekle itham edilmek ancak böyle olur.

İmamoğlu bugün kabul edilen son davayla 11 Nisan günü.. Evet bir gün içinde üç mahkemeye birden koşturacak.

Biz bu arada neleri konuşamayacağız derseniz:
* Ramazan pidesi 25 lira olacakmış.
* Küresel yolsuzluk endeksinde 180 ülke arasında 105. sıradaymışız.
* Ekonomist Alaattin Aktaş’ın yazdığı üzere “GERÇEK İŞSİZLİK” 2024 sonu itibariyle yüzde 28,2 imiş..
* Özel harekatçı polisler kilolarca uyuşturucunun sevkiyatında yakalanmış.
* 36’sı çocuk 78 kişinin katledildiği yangının ardından Turizm Bakanı hala istifa etmemiş.

Bu arada.. Ahmet Hakan’ın tavsiyesini tuttuğu için mi bilmem, Erdoğan’ın Trump’ın Gazze salvolarına karşı susmasını da konuşmuyoruz zaten.
Nasılsa sıkı dostlar ya! Gazze için birbirlerini mi kıracaklar.

Erdoğan Trump’a söyleyemediklerini içerde başta CHP muhalefete söyleyip rahatlıyor.

Elindeki ekonomik, siyasi, idari güçleri “asimetrik mücadelenin gayrı nizami yani hiçbir yasaya ve kurala uymayan silahları” olarak üzerlerine salıyor.
Saray başdanışmanı Oktay Bey de çıkmış “Mansur Yavaş’ın Türkiye’nin istikbali için seçimde Erdoğan’ın yanında olacağını” iddia ediyor.
Üstelik partisinin hazırladığı son Anayasa’ya bir kez daha uyulmayacağını haber vererek..
Gelecek seçimi “SON TUR” diye yorumlayarak.

Eğer anayasa, yasalar hiçe sayılacaksa.. Terör iddiasıyla davalar açılıp toplum terörize edilecekse..
Gazze’nin Türkiye’ye bağlanmasını boşverin. Bizi doğrudan Miami’ye bağlasınlar. Seda Sayan bacımı da en en başdanışman yapsınlar.

Hiç değilse uçurumdan düşerken azıcık eğleniriz!