Henüz 28. saniyede Kerem Demirbay’ın kaptırdığı top sonucu gelişen Adana Demirspor atağında Muslera’nın kurtardığı Mendoza’nın gollük şutu, Galatasaray’ın nasıl zor bir deplasmanda olduğunun açık bir göstergesiydi.
Gerçekten de özellikle ilk yarıda çok zorlandı sarı- kırmızılılar. Cim Bom, Köhn ve Barış Alper Yılmaz’ın olduğu sol kanattan etkili hücumlar gerçekleştirse de bunları gole çeviremedi. Kaan Ayhan ve Hakim Ziyech’in bulunduğu sağ kanat ise ofansta da defansta da çok etkili olamadı.
Adana Demirspor’da ise Balotelli, takımının hücuma çıkışlarında orta sahada top dağıtma görevine soyunmuştu ve bunu da çok iyi yaptı İtalyan futbolcu. Fiziksel olarak Torreira’ya büyük bir üstünlük kuran Balotelli, attığı tek toplarla takımının etkili hücumlar gerçekleştirmesini sağladı.
Okan Buruk bu durum karşısında, fiziksel olarak Balotelli’ye rakip olabilecek Abdülkerim Bardakcı’yı orta sahada İtalyan futbolcuya ilk müdahaleyi yapmakla görevlendirdi. Bu birebir markaj kimi zaman Galatasaray’ın arkada eksik yakalanmasına neden olsa da doğru bir hamleydi. Ancak Balotelli yine de bu topları göndermeyi başardı.
Adana Demirspor’un yine net bir gol pozisyonuyla başladığı ikinci yarıya, ilk yarının etkisiz ismi Hakim Ziyech’i oyunda tutarak başlayan Okan Buruk, bunun semeresini 53’te aldı. Ceza sahası dışından güzel bir vuruşla fileleri havalandıran Faslı futbolcu, maçın senaryosunu da değiştirdi. Ziyech işte böyle bir oyuncu. Etkisiz gözükse de bir anda etkili bir şutla maçın skorunu ve gidişatını değiştirebiliyor. Bir yıldız etkisi başka bir deyişle. İşte bu nedenle oyunda olması, oyunda kalması önem taşıyor. Bu da Okan Buruk’un başka bir doğru kararı.
Hakim Ziyech’in golüyle derin bir nefes alan Galatasaray’ı rahatlatan Kerem Demirbay oldu. Dayı, topu uzak direğin çatalına asarken gözlerin de pasını sildi. Her ne kadar top kayıpları yapsa da yerli statüsündeki en iyi orta saha oyuncusu olmaya devam ediyor Kerem Demirbay ve görünen o ki, daha Galatasaray’da yapacağı çok iş var.
Cim Bom’un zorlanmasına rağmen farklı bir skorla üç puana ulaştığı karşılaşmada öne çıkan başka isimler de vardı elbet. Örneğin kazandığı topların yanında iki asist ve etkili futboluyla “ yıldız “ tanımının içini tam anlamıyla dolduran Mertens, her daim oyunun içinde olan ve güzel bir vuruşla takımının üçüncü golünü atıp gol krallığında zirveye oturan Icardi, yine sahanın en çalışkanlarından olan ancak her topu kaleye vurmayı bırakması gereken Barış Alper Yılmaz, formayı sırtına geçirdikten sonra etkili formuyla bir daha bırakmayan Nelsson, orta sahanın yılmaz savaşçısı Torreira…
Ve son olarak Fernando Muslera… Dördü net gol pozisyonu olmak üzere sekiz kurtarışa imza attı Uruguaylı kaleci ve bu zorlu deplasmanda alınan galibiyetin baş mimarı oldu. Her zaman söylediğim gibi Muslera bu takımın yarısı. Hatta daha da fazlası… Galatasaray bugün rekor puanla zirvedeyse ve emin adımlarla şampiyonluğa yürüyorsa bunda en büyük pay Muslera’ya ait. Sarı- kırmızılıların yıldızlarla dolu hücum hattı gole ulaşıyor ama bunun kadar önemli bir diğer konu da gol yememek. İşte burada Muslera çıkıyor sahneye. Evet, takım savunmasını da iyi yapıyor Galatasaray. Ancak Cim Bom’un gol yememe başarısını sadece bununla açıklayamayız. Savunmaya güven veren kaledeki büyük yıldızı es geçemeyiz. Nitekim bu sezon resmi maçlarda on yedinci kez kalesini gole kapatarak yeni bir rekora imza attı Uruguaylı eldiven.
Sonuç olarak Galatasaray, zorlu Adana Demirspor deplasmanından gerçekten de zorlanmasına rağmen 3-0’lık farklı bir galibiyetle ayrılmayı başardı. Zirve yarışında emin adımlarla ilerleyen sarı- kırmızılılar, maç fazlasıyla puan farkını yediye çıkartmanın verdiği rahatlıkla izleyecekler Fenerbahçe- Beşiktaş derbisini. Bakalım derbi sonrası nasıl bir tablo bekleyecek bizleri?